Hoşgeldin birazdan mutsuz olucaksın!

Hoşgeldiniz mutsuzlar,mutsuz olup mutlu olanlar,mutlu olup mutsuz olanlar,quantum'u ,taşı, pozitif düşünceyi,evrene yaymayı başaramayanlar...

30 Ekim 2010 Cumartesi

Şemsiyemi almadığım zamanlarda yağmur yağdı hep...

Uzakları yakın sanıp düştüğün zaman yollara bir rüzgar çıktı savruldun.Tamda benim söylemek istediğim şeyleri söylüyor dediğin, kitapları okurken geçti yalnızlık..Beklediğini  sandıklarını sanmakla kaldı hayat.Ve masumiyetin ne zaman kurtardı seni?
Hiç bir anlam  yüklemedin bunca olumsuzluğa,terk edip gitmelerini bekledin sinsice geldikleri gibi.Gökyüzü aynı mavi olacaktı bir ertesi gün daha ve hep bir umut beslemek zorundaydın...Bunca şey varken onaylanması gereken, neden bakmayacağını bildiğin  gözleri bekledin bir tek ..Tesadüfleri sevemedin çünki hep umduğun zamanlarda oldular,bildiğin beklediğin zamanlarda..mutlu kılamazdıki başlangıcını ve sonunu bildiğin hiç bir şey


''Bir yer var biliyorum herşeyi söylemek mümkün epeyce yaklaşmışım duyuyorum anlatamıyorum''

18 Temmuz 2010 Pazar

Sana işim düştü

Bazen seni hep işin düşünce aramak istediğin,daha sonra ''yok olmayacak şimdi höngürlöng de denmezki bu belli işte ortada bir şey isteyeceksin''sonra aramaktan vazgeçip günün birinde ''ayy bende seni arıyacaktım ama şöle böyle oldu vazcaydım ''diye aradığın bir arkadaş sanıyorum...Bu gece de öyle oldu.İşte sanal mıdır? değil midir? diye sorgulanan hopp herşeyiniz ortada google sizi izliyor fişmekanlarına kulak asmak istemeyişimizin sebebi bu...Gecenin bir yarısı kendi kendinize yazdığınız şeylerin bizi  rahatlatmak dışında bir kaygı duymayışımız...Bu gece sana işim düştü...
Sivrisineklerle uğraşırken ,ve hiç bir kimyasalın ayağımdaki o minicik ısırığın ,acısını geçirmeye yetenekli olmadığını düşünürken,ayak baş parmağımdan çok içimin acıdığını hissettim.Bana bir sor ama kendime bile söyleyemediğim şeyleri buraya yazamıyorum sevgili blog...evet bana nasıl yardım ediceksin bu gece bilmiyorum, ama acilen bir şeyler yapman lazım (bir kelebek kondu pc ye bu bir işaret olmalı)En azından sivrisinek değil.
Çok korkuyorum blog.3 yıldır düşündüğüm şeyi niye düşündüğümü sorgulamaktan çok korkuyorum...Korkuyorum çünki cevabını biliyorum,ve neden en başta düşündüğüm herşey doğru çıkıyor.?
Bakteri kelimeleri toparlayamıyor,toparlamak istemiyor o kadar alıştıki dağınık bırakmaya herşeyi...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

C....M' L A BANA MUTLULUKLAR!

Sağolsun artık onunlayım.Bir ünüm şanım şöhretim olsaydı beni çok üretken olmayan bir tip olduğum için unutmuşlardı bile..Zira herşeye boşvermişim.Kendisinin bana böyle bir iyiliği var?Tartışılır tabi iyilik midir?Al işte iki cümleyi bir araya getiremiyorum.Mutlu oldunuz mu?:)Şimdi hüzünlümüyüm onu bile bilmiyorum...ikisinin arası bir yerde geziniyor galiba...Şunun gibi
Her şey onun etrafında dönüyor,yer gök kırmızı,bazı insanlar gözüme hoş ,yok yok hepsi hoş hemen hemen...
Şarkılar bana yazılmış,filmler bana gösteriliyor,bahçedeki ağaçlar bana verdiler meyvelerini,yağmur yağmış kurtlanmışlar  ama dert değil..
Kredi kartı ekstram gelmiş,sanırsın bi yere bağışta bulundum...olsun çok değil:)
İşsizim ama ben istediğim için ..olmaz değil
Otuzuma merdiven dayamışım ama..yaş değil
Yalnız görünebilirim ama ..kısmet değil:)

Tüm bunları sayıyorum ama sanki gerçek değil...

29 Haziran 2010 Salı

Kilo konusunda zayıfım bebeğim

Allahım galiba benim bilmediğim ince bir hastalığım var.Zira ailemdeki herkes bana vebalı muamelesi yapıyor.Fakat dün itibariyle anladımki hakları var...Millet yırtıyor kendini,paralıyor,para veriyor,olmadı kremleri sürüp sürümsürüm  sürünüyor...Ben yattığım yerde kilo veriyorum...Eevet yattığım yerde en iyi tabir bu..kazara elime birisi uçan balon falan verse valla yükselirim...
Tartıya çıktığım o gün bütün cesaretimi toplayıp adım attığımda bir de ne göreyim 40' lı rakamlara kadar inmişim...Bildiğin Safinaz modundayım ..hayır işin kötüsü böyle bir hastalık var kendime zayıf gelmiyorum ben galiba.Geceleri uyumak yok,gündüzleri yemek...Yesemde nereye gidiyor anlamıyorum ki ...pilli bebek gibi oldum ya yediğim çıkıyor aşağıdan herhalde..Şimdi bir de buna sinir olanlar var ama, lütfen kızmayın kardeşler, canlar, yoldaşlar..:)Sizin için kilo vermek neyse , benim içimde almak o  ...Hem ne demişler bir dirhem et bin ayıp örter diye...Vallahi doğru.Ayrıca etrafımda ne kadar etine dolgun,balık etli (şişman deyince kızarlar)hatun varsa mutlu, ben bunu bilir bunu sölerim..Boşu boşuna hayatı zindan etmeyin kendinize..
Bu Ebru Şallı' dan biraz daha iyi halliceyim gerçi...Allahım kadın hamile 6 aylık olmuş sanırsın kuvvetlice bir kadınlar  gününden   falan çıkmışta ,pasta börek ne varsa yemiş ,karnı şişmiş gibi...Hayır doğuruyor oda maşallah pek toraman bir şey...Kendime teselli bulmak değil ama en azından o plates neyin yapıyor...Ben kılımı bile kıpırdatmadan istikrarlı ve uzun vadede kilo kaybediyorum.
Geçenlerde bir nikaha gittim malum onunda sezonu..hummalı bir şekilde evlenmekte insanlar ..Allah mesut bahtiyar etsinde hepsi aynı anda olunca bütçeyi sarsıyor..Giyinemezsin de ..ay bunu hangi nikahta giymiştim pişti olurmuyumki şimdi selmagillerle falan gibi ,düşünceleri insan ister istemez, aklından geçiriyor..Benim siyah hayat kurtaran bir elbisem var allahtan forma oldu zaten ama pekte umrumda değil...Aman şifonlar uçuşan ipekler,topuklu ayakkabılar havalarda uçuyor..Her yanımdan tanıdığım birileri geçiyor ama ben çoğunu tanıyamıyorum:)Çünki hepsi Bihter Ziyagil ve tayfası gibi..rahmet istedi o da bak.. anıyoruz:)
Akşam yemeğimi çamaşır sulu ve saç boyası puantiyeli eşofmanımla an itibariyle yedim..Menüde mercimek yemeği, makarna ve kızartma vardı sanırım yeterince kalorilidir...
Tüm bunlardan sonra anne yarısı teyzem beni doktora götürmeyi düşünüyor..Gidelim bakalım ama sanmıyorum vitaminlerin içinde mutluluk olduğunu... 

20 Haziran 2010 Pazar

bakterilerde düşünür...

Sonra bana neden mutsuzsun?diyorlar.Nasıl olmayayım kardeşim...Bu ülkede diye başlayan cümlelerden nefret ediyorum ama öyle başlıyacak benimkide..
Bu ülkede insanlar

-her gün birilerinin sevgilisi ,kocası,kardeşi... sadece mayına basıp ölüyorken...

-sel sularına kapılıp metrelerce sürüklenip, sanki pasifik okyanusunda kalmışta kaderine terkedilmiş gibi ölüyorken...

-tranvay yolunda karşıdan karşıya geçen öğrenciler ölüyorken..

-kopan parmaklarını kendisi ve acısıyla beraber, hastane hastane gezip diktirecek yer bulamıyorken..

-evini su basmış insanların, dur lan bir de ben vurayım diyerek eşyaları yağmalanıyorken...

-olleyy gol attık,ya da emmimin oğlu dünya evine giriyor,diye maganda kurşunuyla boku bokuna öldürülüyorken...

-içki içtik hızlı yaşayalım hızlı ölelim felsefesiyle milletin canını hiçe sayıyorken...

-asgari ücretle sefalet sınırı altında yaşayamaya çalışıyorken...

-hayvanları canlı olarak görmeyen garip canlılarla  birlikte yaşıyorken...

-895 defa üniversite sınav sistemi değişiyorken...

-düşündükleriyle değil gümüş yüzük takıyor, başörtüsü kullanıyor,saçı uzun... diye öteki oluyorlarken...

-engelleri kaldıralım ama kitabına uyduran faydalansın mantığı güdülüyorken...

malesef aklıma gelmeyen bir çok şey daha varken

MUTSUZUM VAR MI BİR DİYECEĞİNİZ?

17 Haziran 2010 Perşembe

mutsuzum varmı bir diyeceğiniz: Lanğ blog sensiz olmaz artık.)

mutsuzum varmı bir diyeceğiniz: Lanğ blog sensiz olmaz artık.)

Lanğ blog sensiz olmaz artık.)


Kendi kendine konuşmayı bilmem ama yazmak iyi geliyor.Ayrıca başkalarıyla konuşmaktan yeğlerim seni...Hem fantazi olsun diye koyulan iş ilanlarını inceledikten sonra gözlerim bozulsada iyi geliyorsun bana.Manyakmıdırlar nedirler bilmiyorum ama 256 yıl deneyimli, 88 dil bilip,hem de 25 yaşında nasıl olabilirim söyler misin?:)yok yoğsada bedavaya çalışıcan ama tatminkar olucan cüküle cüküle geçicek günlerin...Gerçi sen bilmessin beni daha adım çıkmış benim.Asıl işi iş aramak diye.Çokta cükümdeydi..
Bak şu rütüeli ezberledim artık ama arada güzel şeylerde çıkmıyor değil..)

-zırrrrr
-nalo (uykuluyum çünki işim yok nefret olsun bu saatte aranırmı bir dahaki haftaya randevu için hem de)
-iyigünler bakteri hnm lamı? görüşüyorum.Gelgit.com dan bir başvuru yapmışsınız,mümkünse sizi pazarertesi görüşmeye davet ediyoruz.
-ughh evet benim (iç ses:hangi siteydi lan acaba neyi nereye başvurdum kıç vurdum takip edemiyorum artık)aa evet neresi demiştiniz duyamadım(yalan kafamda başka şeyler düşünüyorum ben o sırada ulan abidik gubidik bi yer galiba burası neyse dur bakalım ..) peki adresi alayım o zaman...
-peki bekliyoruz o zaman sizi
-iyigünler
-dur bakiim şuna hangi semtteydi bu oha...biletimi öncedenmi alsam otobüste kek dağıtıyorlarmı acaba zira benim oturduğum yer de pastoral bir yaşam sürerek yaşamı idam ettirdiğim için gerekiyor.off ne giycez şimdi ya..''aslında bende isterim plazalarda emeklemeden koşmayı'' ama hiç topuklu ayakkabım olmadı:)boş ver geçir işte kotun üstüne bir şey toplu taşıma araçlarında çıt kırıldım gezmenin ne manası var zaten...

3 saat önce çıkmıştım değilmi yola ben neyse allhtan trafik yok .
-pardon bakarmısınız ebekızı sok. neredeydi acaba?
-ınınının gösterelim bacım (düşünemez merak etmeyin dedim ya plaza kızı kibin değilim malesef)
-siz yanlış gelmişsiniz şu karşıda gördüğünüz kamyonun arka sokağından girince orda bir cami var...
-eee vettt..?
-tamam (plaza kızı gibi değilim ama namaz kılmayada gitmiyecektim aslında)
-heh ordan sola dönüp ikinci sokaktan tekrar sağ yap..orda bir daha sor
-allah cezanı vermesin buraya kadar anlattığını anladımda ordan sonra sorması kaldı kalsın...neyse teşekkürler bir dünya vaktimi alıp 100 mumluk aydınlattın beni..
-aha buldum
-iyigünler felfecir beyle görüşücektim.Saat 3 küsürde bir randevum vardı.
-ne randevusu hnm efendi?
-yemek yiyeceğiz de kendisi biraz çapkın sevgilsi görmesin diye burda randevu verdi bana..)iş görüşmem vardı şıllık demek isterdim ama siz çitlembik hnm olmalısınız telde konuşmuştuk bu gün için...
-heee evet adınız neydi?
-zıkkımın kökü ben ..bakteri
-evet bakteri hnm felfecir bey 'in toplantısı var.Buyrun sizi şöyle alıyım biraz bekleticez..
-olsun sana katlanmaktan iyidir..
-15, 20 , dk sonra
-buyrun 3 kat ilk oda
-allam gül pavyondayız sanki:)
-tık tık ttık
-merhabalar
-hoşşgeldiniz bakteri hnm
-hoşbulduk nasılsınız felfecir bey*?
-iyiyim sağolun ya siz?
-allam gözlerim dönmüş bir günlük yoldan geldim dökülüyorum gerizekalı sekreterinizle konuştuktan sonra iki kuruşluk aklımda gitti zaten...
-evet biraz sizden bahsedelim neler yapıyosunuz*?
-ya işte nolsun hacı hergün aynı temizlik neyin arada alışveriş soğan çok pahalandı biliyormusun?
-eevett aslında pozisyon için ben ilk sizi düşündüm ama ingilizceniz yoktu demi sizin?
-yok hayır evet aslında var ama işte...bir tek türkçeyi iyi konuşabiliyorum ben..
-ha o zaman biz sizi haberdar ederiz.
-geç bu işleri felfecir beyy sen beni biliyormusun karın tokluğuna çalışıp,iyi azar işitirim,hiç izin kullanmam,fingirdemem,yağlamam...............
-o zaman biz sizi ararız

Ayyy içim darlandı gene.. felfecir vb iş sahibi patron geçinen adamlara sesleniyorum.Beni benden alıp geçirdiğiniz yıllarda param olsa hevesim ,hevesim olsa param olmadığı için siz suçlusunuz...

15 Haziran 2010 Salı

Bana bu kalbin kadar temiz sayfayı ayırdığın için teşekkürler..

Şarkılardan fal tutmayı bıraktım, bloglara başladım artık.Dur şu blog' un yazısını, kendime ithaf ediyorum sanki ne olucaksa..Bunca zaman şarkılardan fal tuttumda bi halta yaradı hep mesajlar doğru yere ulaştı.
Benim blogum okunacakta ne olucak gerçi? Zaten bu karamsarlıkla yarısında aman delimi ne içimi kararttı hepten diyip vazgeçecekler..O yüzden ben şimdiden uyarıyorum benim gibi mutsuzlar ancak bu blogtan mutlu olabilir!De ki okudular mutlu oldular da ne oldu:) bir kaç kişide mutsuzluktan mutlu olsun ne var yani.Sakın öyle kişisel gelişim kitapları neyin önermeyin,valla sonsuza kadar engellerim:)Evrene mutluluk gönderip, geri çağıranlar uzak dursun mümkünse.
Ne de çetrefilli iş 3500 ayar kaydettim hala istediğim gibi olmadı.Zaten benim istediğim hiç bir şey olmuyorki:)Ulan benim paylaşacak ne bir aktivitem ne işim ne de sevgilim var.Olsun işte havadan sudan yazıp durucaz hem bedava nasılsa.Zaten herkesler ''mış gibi'' yapıyor sanki ben bilmiyorum:)Her kes mutlu sürekli bir aktivite.. benim kahve içip,sonra onu kapatıp, kızlarla yorumlayıp bokunu çıkartmaktan başka aktivitem yok!Bir premınyum akbilim bile yok:)!nereye geziyim de ki gezdim alamayacağım şeylere iç geçirip geri mi döneyim.. de ki içimde kalmadı pazarda almayanı dövüyorlar diye teselli buldum ,pazarları da kaldırdılar dünyanın öbür ucuna..
İsyanım sana değil kendime der bloga bana kalbi kadar bu temiz sayfayı ayırdığı ve dışlamyacağını düşünerek şimdiden teşekkürler ederim.