Hoşgeldin birazdan mutsuz olucaksın!

Hoşgeldiniz mutsuzlar,mutsuz olup mutlu olanlar,mutlu olup mutsuz olanlar,quantum'u ,taşı, pozitif düşünceyi,evrene yaymayı başaramayanlar...

6 Ocak 2011 Perşembe

Hoşçakal...

Her sabah kalktığımda geçicek sandığım o şey..
Uzun bir süredir benimle yaşayan ne zaman unutsam bana kendini hatırlatan..
Ne zaman tatlı bir şey dokunsa dudaklarıma,ardından hıncını alan..
Büyük bir boşluk açan ve yeri  hiç bir dikişle doldurulamıyacak..
Kökü sağlam ama kabuk bağlayınca geçicek her yara gibi zamana ihtiyacı olan...

Hoşçakal yirmilik diş...

Yoksa siz aşk mı sanmıştınız!

30 Ekim 2010 Cumartesi

Şemsiyemi almadığım zamanlarda yağmur yağdı hep...

Uzakları yakın sanıp düştüğün zaman yollara bir rüzgar çıktı savruldun.Tamda benim söylemek istediğim şeyleri söylüyor dediğin, kitapları okurken geçti yalnızlık..Beklediğini  sandıklarını sanmakla kaldı hayat.Ve masumiyetin ne zaman kurtardı seni?
Hiç bir anlam  yüklemedin bunca olumsuzluğa,terk edip gitmelerini bekledin sinsice geldikleri gibi.Gökyüzü aynı mavi olacaktı bir ertesi gün daha ve hep bir umut beslemek zorundaydın...Bunca şey varken onaylanması gereken, neden bakmayacağını bildiğin  gözleri bekledin bir tek ..Tesadüfleri sevemedin çünki hep umduğun zamanlarda oldular,bildiğin beklediğin zamanlarda..mutlu kılamazdıki başlangıcını ve sonunu bildiğin hiç bir şey


''Bir yer var biliyorum herşeyi söylemek mümkün epeyce yaklaşmışım duyuyorum anlatamıyorum''

18 Temmuz 2010 Pazar

Sana işim düştü

Bazen seni hep işin düşünce aramak istediğin,daha sonra ''yok olmayacak şimdi höngürlöng de denmezki bu belli işte ortada bir şey isteyeceksin''sonra aramaktan vazgeçip günün birinde ''ayy bende seni arıyacaktım ama şöle böyle oldu vazcaydım ''diye aradığın bir arkadaş sanıyorum...Bu gece de öyle oldu.İşte sanal mıdır? değil midir? diye sorgulanan hopp herşeyiniz ortada google sizi izliyor fişmekanlarına kulak asmak istemeyişimizin sebebi bu...Gecenin bir yarısı kendi kendinize yazdığınız şeylerin bizi  rahatlatmak dışında bir kaygı duymayışımız...Bu gece sana işim düştü...
Sivrisineklerle uğraşırken ,ve hiç bir kimyasalın ayağımdaki o minicik ısırığın ,acısını geçirmeye yetenekli olmadığını düşünürken,ayak baş parmağımdan çok içimin acıdığını hissettim.Bana bir sor ama kendime bile söyleyemediğim şeyleri buraya yazamıyorum sevgili blog...evet bana nasıl yardım ediceksin bu gece bilmiyorum, ama acilen bir şeyler yapman lazım (bir kelebek kondu pc ye bu bir işaret olmalı)En azından sivrisinek değil.
Çok korkuyorum blog.3 yıldır düşündüğüm şeyi niye düşündüğümü sorgulamaktan çok korkuyorum...Korkuyorum çünki cevabını biliyorum,ve neden en başta düşündüğüm herşey doğru çıkıyor.?
Bakteri kelimeleri toparlayamıyor,toparlamak istemiyor o kadar alıştıki dağınık bırakmaya herşeyi...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

C....M' L A BANA MUTLULUKLAR!

Sağolsun artık onunlayım.Bir ünüm şanım şöhretim olsaydı beni çok üretken olmayan bir tip olduğum için unutmuşlardı bile..Zira herşeye boşvermişim.Kendisinin bana böyle bir iyiliği var?Tartışılır tabi iyilik midir?Al işte iki cümleyi bir araya getiremiyorum.Mutlu oldunuz mu?:)Şimdi hüzünlümüyüm onu bile bilmiyorum...ikisinin arası bir yerde geziniyor galiba...Şunun gibi
Her şey onun etrafında dönüyor,yer gök kırmızı,bazı insanlar gözüme hoş ,yok yok hepsi hoş hemen hemen...
Şarkılar bana yazılmış,filmler bana gösteriliyor,bahçedeki ağaçlar bana verdiler meyvelerini,yağmur yağmış kurtlanmışlar  ama dert değil..
Kredi kartı ekstram gelmiş,sanırsın bi yere bağışta bulundum...olsun çok değil:)
İşsizim ama ben istediğim için ..olmaz değil
Otuzuma merdiven dayamışım ama..yaş değil
Yalnız görünebilirim ama ..kısmet değil:)

Tüm bunları sayıyorum ama sanki gerçek değil...

29 Haziran 2010 Salı

Kilo konusunda zayıfım bebeğim

Allahım galiba benim bilmediğim ince bir hastalığım var.Zira ailemdeki herkes bana vebalı muamelesi yapıyor.Fakat dün itibariyle anladımki hakları var...Millet yırtıyor kendini,paralıyor,para veriyor,olmadı kremleri sürüp sürümsürüm  sürünüyor...Ben yattığım yerde kilo veriyorum...Eevet yattığım yerde en iyi tabir bu..kazara elime birisi uçan balon falan verse valla yükselirim...
Tartıya çıktığım o gün bütün cesaretimi toplayıp adım attığımda bir de ne göreyim 40' lı rakamlara kadar inmişim...Bildiğin Safinaz modundayım ..hayır işin kötüsü böyle bir hastalık var kendime zayıf gelmiyorum ben galiba.Geceleri uyumak yok,gündüzleri yemek...Yesemde nereye gidiyor anlamıyorum ki ...pilli bebek gibi oldum ya yediğim çıkıyor aşağıdan herhalde..Şimdi bir de buna sinir olanlar var ama, lütfen kızmayın kardeşler, canlar, yoldaşlar..:)Sizin için kilo vermek neyse , benim içimde almak o  ...Hem ne demişler bir dirhem et bin ayıp örter diye...Vallahi doğru.Ayrıca etrafımda ne kadar etine dolgun,balık etli (şişman deyince kızarlar)hatun varsa mutlu, ben bunu bilir bunu sölerim..Boşu boşuna hayatı zindan etmeyin kendinize..
Bu Ebru Şallı' dan biraz daha iyi halliceyim gerçi...Allahım kadın hamile 6 aylık olmuş sanırsın kuvvetlice bir kadınlar  gününden   falan çıkmışta ,pasta börek ne varsa yemiş ,karnı şişmiş gibi...Hayır doğuruyor oda maşallah pek toraman bir şey...Kendime teselli bulmak değil ama en azından o plates neyin yapıyor...Ben kılımı bile kıpırdatmadan istikrarlı ve uzun vadede kilo kaybediyorum.
Geçenlerde bir nikaha gittim malum onunda sezonu..hummalı bir şekilde evlenmekte insanlar ..Allah mesut bahtiyar etsinde hepsi aynı anda olunca bütçeyi sarsıyor..Giyinemezsin de ..ay bunu hangi nikahta giymiştim pişti olurmuyumki şimdi selmagillerle falan gibi ,düşünceleri insan ister istemez, aklından geçiriyor..Benim siyah hayat kurtaran bir elbisem var allahtan forma oldu zaten ama pekte umrumda değil...Aman şifonlar uçuşan ipekler,topuklu ayakkabılar havalarda uçuyor..Her yanımdan tanıdığım birileri geçiyor ama ben çoğunu tanıyamıyorum:)Çünki hepsi Bihter Ziyagil ve tayfası gibi..rahmet istedi o da bak.. anıyoruz:)
Akşam yemeğimi çamaşır sulu ve saç boyası puantiyeli eşofmanımla an itibariyle yedim..Menüde mercimek yemeği, makarna ve kızartma vardı sanırım yeterince kalorilidir...
Tüm bunlardan sonra anne yarısı teyzem beni doktora götürmeyi düşünüyor..Gidelim bakalım ama sanmıyorum vitaminlerin içinde mutluluk olduğunu... 

20 Haziran 2010 Pazar

bakterilerde düşünür...

Sonra bana neden mutsuzsun?diyorlar.Nasıl olmayayım kardeşim...Bu ülkede diye başlayan cümlelerden nefret ediyorum ama öyle başlıyacak benimkide..
Bu ülkede insanlar

-her gün birilerinin sevgilisi ,kocası,kardeşi... sadece mayına basıp ölüyorken...

-sel sularına kapılıp metrelerce sürüklenip, sanki pasifik okyanusunda kalmışta kaderine terkedilmiş gibi ölüyorken...

-tranvay yolunda karşıdan karşıya geçen öğrenciler ölüyorken..

-kopan parmaklarını kendisi ve acısıyla beraber, hastane hastane gezip diktirecek yer bulamıyorken..

-evini su basmış insanların, dur lan bir de ben vurayım diyerek eşyaları yağmalanıyorken...

-olleyy gol attık,ya da emmimin oğlu dünya evine giriyor,diye maganda kurşunuyla boku bokuna öldürülüyorken...

-içki içtik hızlı yaşayalım hızlı ölelim felsefesiyle milletin canını hiçe sayıyorken...

-asgari ücretle sefalet sınırı altında yaşayamaya çalışıyorken...

-hayvanları canlı olarak görmeyen garip canlılarla  birlikte yaşıyorken...

-895 defa üniversite sınav sistemi değişiyorken...

-düşündükleriyle değil gümüş yüzük takıyor, başörtüsü kullanıyor,saçı uzun... diye öteki oluyorlarken...

-engelleri kaldıralım ama kitabına uyduran faydalansın mantığı güdülüyorken...

malesef aklıma gelmeyen bir çok şey daha varken

MUTSUZUM VAR MI BİR DİYECEĞİNİZ?